İş dünyasında sürdürülebilirlik stratejileri

İş dünyasında sürdürülebilirlik stratejileri

Sadece günümüz dünyası için değil aynı zamanda gelecek nesiller için de acil önlemlerin alınması gereken sürdürülebilirlik konusunu ele alıyoruz.
Reyhan Menetlioğlu15 Oca 2023

Kapitalizm. İnsan ırkının en büyük icatlarından biri. Benzersiz bir bireysel özgürlüğün, refahın ve yeniliğin kaynağı olduğu kadar benzersiz bir yıkımın da kaynağı.

Dünya yaşanılır bir yer olmaktan çıkıyor. Zor bir dönemden geçiyoruz. Doğal kaynaklar hızla tükeniyor. Su krizinin eşiğindeyiz, ormanlar yok oluyor ve  biyoçeşitlilik tehlike altında. Atmosferde artan karbondioksit, iklim değişikliği ile ortaya çıkan kuraklıklar, kontrol edilemez orman yangınları ve kasırgalar gibi dünya için tehlikeli sonuçlara sebep oluyor. 

 

Fosil yakıtları yarınımız yokmuş gibi kullanmaya devam ediyoruz.

 

Dünya tükeniyor.

 

Pek çok kesim sosyal bilinç, eylemler ve aksiyonlar konusunda bir miktar iyiye gitse de, yıkımın hızına yetişmek oldukça güç.

Alışkanlıklarımız kim olduğumuzu ya da kim olmak istediğimizi yansıtırken, bu fikirle mücadele etmeye çalışan bir dünya yarattık. Emisyon ve atık seviyesinin, refahın, çevre etiğinin arka planında; olduğumuz ya da olmak istediğimiz kişiyi temsil eden alışkanlıklarımız vardır.

Peki, dünya nüfusuna oranla çok ama çok az insanın önemsediği bu konu, tüm piyasanın tartıştığı bir konuya evrilebilir mi? Bireysel adımların yanı sıra iş dünyasının geliştirebileceği stratejiler ile daha eşitlikçi, sorumlu ve adil bir topluma doğru değişim sağlanabilir mi?

Tüketim alışkanlıklarımız ve sürdürülebilirlik, toplumsal refahtan ekonomik büyümeye kadar birçok alanı etkisi altına alması sebebiyle mevcut küresel ekonomik, siyasi ve iş dünyasında karar alıcılar arasında en önemli öncelik haline gelmiştir. 

Sürdürülebilirliğin sağlanması, sadece sürdürülebilir ürünler tüketmeyi ya da geliştirmeyi değil, şirketleri yönlendiren iş modelleri konusunda da temel bir değişim gerektirir. Günümüzde şirketlerin derin bir amaç duygusu ile, verilen zararları telafi etmek için iyileştirici ve dönüştürücü iş modelleri geliştirmek konusunda aldıkları çeşitli aksiyonlar vardır.

 

İş dünyası, çağımızın büyük sorunlarının çözümüne yardımcı olmak için neler yapabilir?

 

Bir birey olarak iklim değişikliği, sağlık hizmetleri, insan hakları, gıda güvenliği gibi dünyanın dört bir yanında çözülmeyi bekleyen küresel sorunlar karşısında değişimi anlamlı bir şekilde etkilemek bunaltıcı, izole edici veya basitçe imkansız gelebilir. Fakat yenilikçi, başarılı ve güçlü şirketler dünyanın en acil sorunlarından bazılarını çözmek için işbirliği yaparken durum böyle değildir. Günümüz dünyasında başarılı olmak isteyen pek çok işletme/şirket, bir sorunu çözecek anlamlı ve değerli ürünler ile çözümler yaratma konusunda bilinçlenmeye başlamıştır. Şirketlerde sürdürülebilirliğin geliştirilmesi, ekosistemin korunması ve iş yapmanın çevresel sonuçlarının sınırlandırılması için karbon ayak izi hesaplama, su ayak izi hesaplama, GRI, LCA raporlamaları gibi bazı aksiyonlar almaya başlamışlardır.

 

Karbon ayak izi raporlaması

Tıpkı gerçek bir ayak izi gibi, karbon salınımına neden olan her eylemimiz ile çevre üzerinde bıraktığımız bir izdir. Karbon salınımı basitçe petrol veya gaz gibi fosil yakıtların yanması sonucu CO2 gibi zararlı gazların ortaya çıkması ile gerçekleşir. Karbon emisyonu olarak da bilinir.

Bizler ve sahip olduğumuz her şeyin kendi karbon ayak izi vardır. Okuduğumuz bir kitabın basımı ve dağıtımı belirli bir enerji kullanır, mutfakta kullandığımız eşyaların fabrikalarda bir geçmişi vardır, elma gibi basit olduğu düşünülen bir yiyecek bile lokal pazara ulaşmak için yüzlerce hatta binlerce kilometre yol kat etmiş olabilir.

 

 

Yukarıdaki grafikte 1970-2020 periyodunda sektörlere göre küresel karbondioksit emisyonları (salınımları) gözlemlenebilir. Çevreyi en çok kirleten şirketlerin enerji sektöründe olması şaşırtıcı değildir. 1965 ve 2018 yılları arasında sadece 20 fosil yakıt firması yaklaşık 480 GT CO2 salınımına sebep olmuştur. Bu, söz konusu dönemde salınan enerjiyle ilgili tüm emisyonların yaklaşık üçte birine denk gelmektedir.

Bir şirketin karbon ayak izinin hesaplanması ve raporlanması genellikle karbon nötrlüğüne doğru atılan ilk adımdır. Rapor sonuçlarına göre gerçekçi iklim hedefleri ve azaltma stratejileri uygulanır.

Her şirketin ticari karbon ayak izini azaltma ve dengeleme yaklaşımı farklıdır, fakat birkaç ortak yol şunları içerir:

  • Üretim süreçlerinde kaynak tüketiminin azaltılması,
  • Enerji verimliliği önlemlerinin alınması,
  • İş seyahatlerinin sıklığını ve gerekliliğinin göz önünde bulundurulması,
  • Yüksek kaliteli karbon dengeleme projelerine yatırım yapılması.
     

Su ayak izi raporlaması

Su ayak izi, bir ürün veya hizmetin tüm değer zinciri sürecinde kullanılan tatlı su miktarını ölçen çevresel bir göstergedir. Örneğin hasat, kıyafet üretimi gibi bir ülkenin neredeyse tüm faaliyetlerinin su tüketimini hesaplamak için kullanılabilir.

Kurumsal su ayak izi, bir işletmeyi yürütmek ve desteklemek için doğrudan ve dolaylı olarak kullanılan tatlı suyun toplam hacmi olarak tanımlanmaktadır.

WWF'nin Birleşik Krallık Su Ayak İzi raporuna göre, işletmeler su kaynaklarının yönetiminin iyileştirilmesinde ve kendi çevresel etkilerinin azaltılmasında önemli bir rol oynayabilir.

Rapora göre, şirketlerin su ayak izlerini ve çevresel zarar risklerini azaltmak için gerçekleştirebilecekleri bazı eylemler:

  • Tüm tedarik zinciri boyunca su kullanımının hacimlerini, etkilerini ve risklerini incelemek,
  • Diğer şirketlerle birlikte çalışarak insanlar ve doğa için suya erişimde temel hakları sağlayan toplu su anlaşmalarının güçlü bir şekilde uygulanması için baskı yapmak,
  • Su sorunlarını ölçerken ve bunlara geri bildirim sağlarken şeffaflığı ve titizliği korumak için diğer şirketler, akademisyenler, devlet kurumları ve STK'larla işbirliği yapmak,
  • İyi su yönetimine yapılan katkının tüketicilere iletilmesi, kendi su ayak izlerinin ötesinde düşünmek ve hareket etmek.

Rapora göre, tüketicilerin gerçekleştirebilecekleri bazı eylemler ise şu şekilde:

  • Daha az gıda israfı ve daha fazla ürünün geri dönüşümü ile su israfının azaltılması,
  • Perakendecilerin ve gıda üreticilerinin mağazalarında ve tedarik zincirlerinde suyun sürdürülebilirliğini sağlamaya teşvik edilmesi,
  • Ülke içi su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına ilişkin politikaların yanı sıra dış su kaynaklarına ilişkin politikaların uygulanması için hükümete baskı yapılması.

 

 

Yukarıdaki şekilde kişi başına düşen su ayak izi en yüksek 5 ülke ve tüketim miktarları ile bazı gıdaların üretim sürecinde tüketilen su miktarı bilgisi yer almaktadır. Günlük hayatımızda çabucak tükettiğimiz bir parça çikolatanın veya bir fincan kahvenin su ayak izinde ne kadar etkili olduğu görülebilmektedir. Bu doğrultuda tüketim alışkanlıklarımızda değişikliğe giderek daha bilinçli bir şekilde tüketmemiz oldukça önemli. 

 

GRI kurumsal sürdürülebilirlik raporlamaları

GRI (Global Reporting Initiative, Küresel Raporlama Girişimi) standartları büyük ya da küçük, özel ya da kamu, tüm kuruluşların ekonomi, çevre ve insanlar üzerindeki etkilerini karşılaştırılabilir ve güvenilir bir şekilde anlamalarını ve raporlamalarını sağlar. Böylece sürdürülebilir kalkınmaya katkıları konusunda şeffaflığı artırır.

 

 

Yaşam döngüsü analizi

Bir ürünün yaşam döngüsü o ürünün yapımı, taşınması, kullanımı ve atık hale gelmesine yönelik tüm faaliyetleri kapsar. Hammaddelerin çıkarılmasından, tasarım, işleme, üretim, paketleme, dağıtım, kullanım, yeniden kullanım, geri dönüşüm ve nihayetinde atıklaşmaya kadar uzanan bir dizi aşamadan oluşur.

Yaşam döngüsü analizi (Life-Cycle Assessment, LCA) yaşam döngüleri boyunca ürünlerin çevresel etkilerinin, verimliliğinin ve atık miktarının değerlendirilmesidir. Ürün geliştirme, pazarlama, stratejik planlama ve politika oluşturma süreçlerini iyileştirmeye yardımcı olur. Sürdürülebilir kalkınmaya yardımcı olmak üzere tasarlanmıştır. 

Yaşam döngüsü analizine göre ürünlerin çevreye negatif etkilerini azaltmak için gerçekleştirebilecek bazı eylemler şunlardır:

  • Ürün tasarımcıları tasarım tercihlerinin ürünlerin sürdürülebilirliğini nasıl etkilediğini keşfedebilirler,
  • Politika yapıcılar tüm önemli çevresel etkileri karşılaştırarak karar verebilirler,
  • Sürdürülebilirlik yöneticileri portföyü değerlendirebilir ve karbon ayak izi hedeflerine ulaşmak için nelerin gerekli olduğunu görebilir,
  • Pazarlama ekipleri sürdürülebilirlik iletişimleri için gerçeklere dayalı veriler elde edebilir,
  • Bir satın alma departmanı hangi tedarikçilerin en sürdürülebilir ürün ve yöntemlere sahip olduğunu öğrenebilir.

Bu yazımızda sadece kendimiz için değil, gelecek nesiller için de önemli olan sürdürülebilirlik kavramını inceledik. Daha yaşanabilir bir dünya için alabileceğimiz bireysel önlemlerin yanında kurumsal şirketlerin konu ile ilgili hassasiyeti oldukça önem taşımakta. Karbon ayak izi, su ayak izi gibi oldukça önemli olan kavramlar her geçen gün büyük firmaların gündemlerinde yer almaya başlayarak hazırladıkları raporlar ile sunulmakta. Konu ile ilgili alınan kararların gerek bireysel gerekse kurumsal olarak samimiyetle uygulanması doğal kaynakların, içilebilir suyun, biyoçeşitliliğin kısacası dünyamızın ve insanlığın geleceği için belki de en önemli faktör olduğu unutulmamalı.
 

Kaynaklar

Miuul topluluğunun bir parçası ol!

Abone ol butonuna tıklayarak Miuul'dan pazarlama ve haber içerikleri almayı onaylıyorum.